Dokuz Eylül Üniversitesi, Jeoloji Mühendisliği Bölümü mezunuyum ve yaklaşık 14 yıldır madencilik sektörü içerisindeyim. Madencilik denildiğinde akla ilk olarak maden ocakları, üretim alanları ve arazi şartları gelir ve öyle bakıldığında bir kadının zorlanabileceği bir iş alanı olarak algılanır. Fakat günümüz madencilik faaliyetlerinde kadın, sektörün hemen hemen tüm alanlarında çalışma imkanına sahiptir.
Dünya geneline baktığımızda yer altı çalışmalarında ve özellikle arazide arama jeologu olarak çalışan kadın sayısı daha fazla iken ülkemizde yer altı ve saha çalışmalarında kadın sayısı çok azdır. Öncelikle ülke olarak ve aynı zamanda bu sektörde yer alan tüm şirketler tarafından gerekli iş güvenliği önlemlerinin alınması ve eşit şartlar sağlanması durumunda bu alandaki çalışan kadın sayısının da artacağı kanısındayım.
Kadın ve erkek ayrımı yapmaksızın, çalışana insan olarak bakılan ve değerlendirilen bir ortamda saygı ve hoşgörü çerçevesinde, bilginin gücü kullanılarak, çalışanın kendisi, işveren ve ülke adına her alanda verimli çalışmalar gerçekleştirilebilir. Bu anlamda herkesin bir iç görü ve buna bağlı olarak dış görü yapması gerekmektedir. Örneğin, işe uygun özelliklere ve yeteneklere sahip, nitelikli kişiler istihdam edilmeli ve aynı zamanda potansiyel görülen kişiler de yetiştirilerek değerlendirilmelidir. Burada işverene önemli bir görev düşmektedir. İşveren, işe alım süreçlerinde, değerlendirme yapan kişilerin buna uygun vizyon ve yeteneklere sahip olması büyük önem arz etmektedir.
Aynı zamanda 2012 yılında Rio de Janeiro kentinde gerçekleştirilmiş olan Sürdürülebilir Kalkınma Konferansında toplanan Birleşmiş Milletler, Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini belirlemişlerdir. Bu hedeflerden bir tanesi de Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’dir. Bu sebeple ülkelerin Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ni gerçekleştirebilmeleri için sektörde çalışan, yönetici, mühendis ve işçi tüm kadrolardaki kadın sayılarının artırılması gerekmektedir.
Jeoloji Mühendisliği Bölümü’nü tercih ederken “ne yapabilirim diye düşündüğümde” en azından mühendis olurum düşüncesi mezun oluncaya kadar aldığım eğitim ve kişisel çalışmalarım sonrasında bu edindiğim bilgilerimi kullanarak nasıl faydalı olabilirim şeklinde “hedef belirleme” ye dönüşmüştür. Üniversite hayatım boyunca okul dersleri dışında katılmış olduğum kurslar ve yapmış olduğum çalışmalar, kişisel gelişimimi destekleyerek mezun olduğumda donanımlı bir özgeçmişe sahip olmamı sağlamıştır.
Jeoloji Mühendisliği bölümünden önce Bilgisayar Programcılığı ön lisansımı tamamladım. Bu sayede lisans öğrencisiyken, eğitim merkezinde bilgisayar dersleri veren bir öğretmen olarak çalışıyordum. Aynı zamanda Uzaktan Algılama ve Coğrafi Bilgi Sistemleri’nin ülkemize yeni geldiği dönemde bu konuda Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi tarafından düzenlenen bir kursa katılmış olmam benim nasıl bir iş yapmak istediğimi netleştirmemde çok etkili olmuştur. Arazi şartlarının zorluğu daha doğrusu jeologların saha çalışmalarında yaşadığı zorluklardan çok fazla bahsedilmesi, beni “ofis ortamı çalışmalarında nasıl bir farklılık yaratırım” konusunda düşünmeye itmiştir. Bilgisayar Programcısı olarak edindiğim bilgi ve becerileri Jeoloji alanında nasıl kullanabileceğime yönelik yaptığım araştırmalar mezun olma aşamasında kendimi “jeolojik araştırmalarda uzaktan algılama ve coğrafi bilgi sistemleri” geliştirmek şeklinde bir hedefe yönlenmemi sağlamıştır.
Dikkat ederseniz kararlar bile “bir kadın olarak ne yapabilirim” sorusu en ince süzgecinden geçirilerek oluşmuştur. Pek çok kadın meslektaşımın da benzer yaklaşımla farklı bir sektöre yöneldiğini düşünüyorum.
Yine Dokuz Eylül Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Jeoloji Mühendisliği’nin “Genel Jeoloji” ve Coğrafi Bilgi Sistemleri Yüksek Lisans programlarını tamamlayarak, Koza Altın İşletmeleri A.Ş. Proje Geliştirme-Veritabanı ve İzinler Jeologu olarak madencilik sektöründe 2006 yılında çalışmaya başladım. İşe başladığımda ilk dört yıl çalıştığım büyük ekibin içerisinde tek kadın Jeoloji Mühendisi olarak yer aldım. Bu durumun hem zorlu hem de kolay tarafları olsa da iyi bir ekip ile başlamam benim açımdan birçok büyük avantaj sağlamıştır. O yıllarda madencilik sektörü zorlu çalışma şartlarının ve bence biraz da fazla bilinmeyen yönlerinin olmasından dolayı kadın meslektaşlarım tarafından çok talep edilmiyordu fakat on dört yıllık süreç içerisinde bu sektörde çalışmaya başlayan kadın sayısı oldukça arttı. Sektörde çalışan kadın sayısının artması sektörün ne kadar geliştiğini de bizlere göstermektedir.
Bilindiği üzere madencilikte çalışma alanı saha ve ofis ortamı şeklindedir. Sahada toplanan veriler, bu verileri toplayan, düzenleyen kısacası bu alanda çalışan mühendisin bakış açısı ve tecrübesini katarak ürettiği bilgiler veritabanında tutulmaktadır. Bu nedenle veri tabanı büyük bir emeği depoladığı hatta çalışılan maden üretilip, üretim alanı kapansa bile bu aşamada edinilen tecrübenin, başka bir maden keşfinde de kullanılmak üzere elde tuttuğu için büyük bir değerdir. Bu bölümde çalışan meslektaşlarım biraz daha fazla dikkat ve çaba göstererek işlerini yapmaktadırlar. Çoğu zaman çalışmaların tamamlanması için uzun süreli bilgisayar karşısında çalışmak zorunda kalmaktadırlar.
Veri Tabanı ve İzinler Jeologu olarak başladığım görevim 2010 yılından bu yana Maden Ruhsatları ve İzinler Bölümünde Maden Ruhsatlar ve İzinler Başmühendisi olarak devam etmektedir.
Madencilik; bir madenin araştırılması, çıkarılması, işletilmesi ve satış aşamasına kadar birçok faaliyeti içerir. Ülkemizde bu faaliyetler 3213 Sayılı Maden Kanunu ve Maden Yönetmeliği’ne uygun olarak gerçekleştirilmektedir. Maden arama ve işletmeciliği yapan şirketler için ruhsat ve izin süreçleri çok önemlidir. Bir ruhsatın alınmasından, işletilmesine ve üretim faaliyeti tamamlandıktan sonra terk ya da devir işlemlerine kadar her sürecin dikkatli bir şekilde takibi gerekmektedir. Bu nedenle sadece bu süreçleri takip eden bir bölüm her şirket bünyesinde bulunmaktadır. Ruhsat ve izin işlemlerini takip eden bölümler, en çok belge ve dosya içeren bölümlerdir ki son zamanlarda Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nün uygulamaya koymuş olduğu e-maden sistemi ile belgeler sayısal olarak veri tabanında kolaylıkla kayıt edilebilmektedir. Böylece kâğıt israfı ya da fazlalığı ortadan kalkmıştır.
Bu bölüm çalışanlarının madenciliğe ek olarak bir de hukuk bilgisine sahip olmaları gerekmektedir. Yaptığınız işin hukuki sürecini en iyi şekilde nasıl tanımlarsınız? Yapılacak olan çalışmanın kamuya yararı nedir? Elinizdeki verilerle bunun en iyi şekilde ifade edilmesi gerekmektedir. Ruhsatlarla ilgili olarak ne kadar çok süreç ile karşılaşılırsa o konuyla ilgili olarak o kadar çok tecrübe edinilmektedir. Tecrübe edinmek isteyen kişi fırsatları iyi kollamalıdır, tecrübe görmek isteyen yönetici ya da işveren bu tecrübenin edinilmesinde gerekli fırsatın verilmesini sağlamalıdır.
Şöyle bir durum da söz konusudur; araştırma, veri tabanı, planlama gibi hangi bölüm olursa olsun mesleki bilgiye ek olarak çalışma alanlarına göre mutlaka yeni öğrenilmesi gereken konular vardır. Bu yüzden, öğrenme yaşam boyu devam etmelidir.
Yeni mezun olacak ve sektöre yeni başlayan meslektaşlarıma, kendilerinin farkında olmalarını, gerçekten nerede daha verimli ve mutlu olacaklarını düşünüyorlarsa o alanı seçip hedeflerini oluşturmalarını tavsiye ediyorum. Üniversite döneminde dersleri iyi anlayıp uygulama alanlarını öğrenmelerini, tüm arazi çalışmalarına katılmalarını, yurt içi yurt dışı projelerde görev almalarını, lisans üstü eğitim için yurtdışına gitme fırsatı olanların mutlaka bu fırsatları değerlendirmelerini, mezun olacakları bölüm dışında yeni alanlara yönlendirecek eğitim ve seminerler katılmak konusunda istekli ve atılgan olmalarını öneriyorum. Öğrencilik dönemimde, Bilgisayar kursunda, İlköğretim ve Lise Eğitim kurumlarında öğretmen olarak çalışmış olmam bana çok avantajlar sağlamıştır.
Şu an korona virüs (Covid-19) pandemisi nedeniyle ülkemiz ve tüm dünya değişik bir süreçten geçmektedir. Bu süreç bizlerin daha çok evden bilgisayar ile çalışmamızı ve internet üzerinden görüşmemizi sağlamış olsa bile bir toplantı ortamındaki bilgi paylaşımı kadar etkili olmamaktadır. Bu dönemi en sağlıklı bir şekilde atlatabilmeyi ve en kısa zamanda sempozyum, konferans, saha gezileri gibi etkinliklerin yapılacağı günlerin gelmesini diliyorum.
Mediha Kılıç
Yazara konuyla ilgili soru sormak isterseniz, hangi yazar için mesaj gönderdiğinizi belirterek lütfen [email protected] adresine mail atınız.