Madencilik faaliyetlerinin erkek egemen olmasının yanı sıra madencilere sunulan makine ve ekipmanların satış ve pazarlanması işinde de ağırlık erkek meslektaşlarımızda. Ancak son yıllarda burada da kadın meslektaşlarımızı sıklıkla görmeye başladık. Maden Mühendisi Zekiye Gamze Alış yıllardır sektörümüze makine ve ekipman tedarik eden, tesis dizayn eden firmalarda çeşitli pozisyonlarda yöneticilik yapmış bir isim. Kendisiyle çalıştığı alanlarda kadın olmayı konuştuk.
Kısaca kendinizden ve şirketinizdeki görevinizden bahseder misiniz?
1982 Ankara doğumluyum, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Maden Mühendisliği Bölümü 2005 Mezunuyum. Evliyim ve 2 kız çocuk annesiyim. Mezun olduğum 2005 yılından itibaren, madencilik sektöründe farklı şirketlerde, ağırlıklı satış üzerine olmak üzere, farklı görev tanımları ile çalışma fırsatı buldum. 2019 yılı Ağustos ayında FLSmidth Türkiye’nin Madencilik Grubuna dahil oldum ve Satış Müdürü olarak görevimi sürdürüyorum.
Bugüne kadar çalıştığınız şirketlerde kadın istihdamı ve buna bakış açısı konusunda bilgi verebilir misiniz?
Madencilik sektörü, özellikle ülkemiz için, kadın istihdamı konusunda hala korkuları olan bir sektör. Dolayısı ile burada işverenlerin çalışana bakış açısı ve vizyonu büyük önem taşıyor. Ben bu konuda işverenlerim açısından şanslı sayılabilirim. Çalıştığım şirketlerde mesleki yetkinliklerimi ve yeteneklerimi, farklı alanlarda kullanabilme imkanı buldum. Zaman zaman önyargılarla işbaşı yapabiliyorsunuz, burada da sizin mücadele gücünüz ön plana çıkıyor.
Maden sektöründe kadın olmak zorluk yaşatıyor mu yoksa avantajlı bir durum mu? Ya da herhangi bir farkı yok mu dersiniz?
İçinde bulunduğumuz sektör, cinsiyetten bağımsız olarak başlı başına zor bir sektör. Belirli fedakarlıkları yapmayı baştan kabul ederek çalışıyorsunuz. Dolayısı ile fiziki çalışma koşulları, sosyal şartlar vs. gibi konular ortak paydadır, çok fazla girmeyeceğim. Ancak, kadın olmak, biraz da içinde yaşadığınız toplumun size biçtiği roller sebebi ile, bu zorluğu biraz daha fazla hissetmeniz anlamına geliyor. Bir karikatür var, kadın ve erkeğin kariyer basamaklarını tırmanırken ki durumunu çok güzel özetliyor. Erkek yalnızca basamakları tırmanırken, kadının eteğini çocuklar, ev işleri, vs. çekiştiriyor. Belki çok keskin şekilde bir ifade ediş biçimi ama hayattaki sorumluluklar kadın ve erkek arasında eşit dağılmıyor. En azından bizim toplumumuzda bu böyle. Zorluk, işe alım süreçlerinde belirgin olarak karşımıza çıkıyor. Kadınsanız, medeni durumunuz, çocuk sahibi olup olmadığınız gibi özel ve doğal durumlar bile, mesleki yeterliliklerinizin önüne geçerek, işverenin karar verme aşamasında etkili olabiliyor. Kariyer gelişiminiz sürecinde de, istisnai durumlar hariç, benzer zorluklar devam ediyor.
Küresel madencilik sektöründe son zamanlarda çalışan çeşitliliğinin sağlanması adına kadınların sektörde daha sıklıkla görev almaları gerektiği kaydediliyor. Türkiye madencilik sektörü özelinde bakarsanız siz bu konuda neler söyleyebilirsiniz?
Türkiye’de de son dönemlerde bu konuda bir hassasiyet olduğunu gözlemliyorum. Özellikle yabancı sermayeli şirketlerde ya da kurumsal organizasyonlarda, kadın istihdamı konusunda kaydadeğer bir çaba var ama yeterli olduğunu düşünmüyorum. Mesleki ve kişisel yetkinlikler, hala cinsiyetin gölgesinde kalıyor. Kadın ve erkek, çoğu zaman aynı şartlar altında ve aynı pozisyonlar için mücadele edemiyor. Kadınlara çizilmiş bir çerçeve var ve bu çerçevenin dışına çıkabilmek, ciddi bir mücadele gücü gerektiriyor.
Üniversitelerin madencilik, jeoloji ve jeofizik gibi yer bilimleri bölümlerinden mezun olmuş birçok kadın mühendis bulunuyor. Bu disiplinlerden mezun olan kadınları bir kısmı zorluklar nedeni ile farklı iş kollarında devam ediyorlar. Bu konuda görüşleriniz nelerdir?
Daha önce de bahsettiğim üzere, sektör cinsiyetten bağımsız, zor bir sektör ve hangi alanında çalışırsanız çalışın meşakkatli. Dolayısı ile, önce işinizi çok sevmeniz gerekiyor ki zorluklara katlanabilesiniz. Bu hem kadın, hem erkek için böyle.
Diğer taraftan, şartların zorluğundan çok, eşit şartlar altında mücadele edemiyor olmanın kadın meslektaşlarımda kırgınlık yarattığına inanıyorum. Dolayısı ile kendilerini daha iyi hissedecekleri ve kendilerini ifade etmelerine daha fazla olanak sağlayan alternatiflere yöneliyorlar. Bu durumun, sektörel açıdan kayıp olduğunu düşünüyorum.
Aslında erkek egemen bir endüstri olan madencilikte görev alan ve alanlarında önemli başarılara imza atmış birçok kadın bulunmaktadır. Bu örneklerin arttırılması için ne gibi çalışmalar yürütülmesi gerektiğini düşünüyorsunuz?
Cinsiyetçi yaklaşımlardan sıyrılmak ve fırsat eşitliği yaratmak gerekiyor. İstihdam süreçlerinde, mesleki ve kişisel yetkinliklerin ön plana çıkması önemli. Devlet politikaları açısından, kadın istihdamının daha gerçekçi düzenlemelerle desteklenmesi gerekiyor. Meslek odalarının da bu konudaki duruşu net olmalı. Pozitif ayrımcılıktan çok, eşit şartlar yaratılabilmesi daha anlamlı.
Diğer ülkeler ile karşılaştırdığınızda Türk maden endüstrisinde kadına bakışın farklı olduğunu düşünüyor musunuz?
Ülkemizde, kadınlar yalnızca belirli meslek grupları için kabul görmüş durumda, örneğin öğretmenlik bunların başında geliyor. Diğer meslek grupları için, hala bir mücadele söz konusu. Bu konuda gelişim devam ediyor ancak küresel olarak baktığımızda, olması gereken düzeyde olmadığımıza inanıyorum maalesef.
Eklemek istedikleriniz var mıdır?
Sizin aracılığınızla tüm kadın meslektaşlarımın Emekçi Kadınlar Gününü kutluyorum.