Madencilik sektörü katma değeri en yüksek sektörlerin başında gelir. İşleyen madenlerin çokluğu ülke ekonomilerine önemli kazançlar sağlar. Öncelikle madenin çıktığı alana yakın yerler olmak üzere, en yakın kasabaya, bulunduğu şehre, bölgenin ve ülkenin ekonomik ve sosyal hayatına önemli katkıları olur.
Ülkemiz çok önemli cevherleşme kuşakları üzerinde bulunmaktadır. İlkçağlardan beri bilinen en eski madenler bu topraklarda işlenmiştir. Metalik madenler, endüstriyel ham maddeler, enerji ham maddeleri, nadir toprak elementleri, her türden maden bulunmaktadır.
Uluslararası standartlarda maden aramacılığının başladığı 1980’li yılların ortalarından günümüze kadarki yaklaşık 35 yılda, sıfır altın madeninden işleyen 15’ten fazla altın madenine ulaşılmış olması, altın cevheri açısından ülkemizdeki önemli potansiyeli çarpıcı bir şekilde gözler önüne sermektedir. İşletilmeyi bekleyen hazır rezervler de düşünüldüğünde önemli rakamlara ulaşılmış durumdadır.
Ülkemizdeki potansiyel sadece altın madenleri ile sınırlı değildir. Altın madenlerinin yanında bakır, bakır, kurşun, çinko, demir, krom, molibden, nikel, antimuan vb birçok metalik madenlerle beraber; endüstriyel ham maddeler, mermer, enerji ham maddeleri, nadir toprak elementleri, tuzlar, kömür, doğal gaz, petrol vb farklı çeşitlilikte yer altı kaynakları, ülkemizdeki çeşitli cevherleşme sistemleri içinde bulunmaktadırlar.
Madenlerin bulunmasını, geliştirilmesini ve işletmeye açılmasını ülkemizde faaliyet gösteren yerli ve yabancı şirketlerin yanında kamu kurumlarının arama ekipleri gerçekleştirmiştir. Geçen 35 yılda aramalar konusunda tecrübeli ve başarılı, çok önemli sayıda teknik kadro ve yönetici arkadaşımızın yanında sektöre büyük katkı sağlayan akademik kadrolar da yetişmiştir. Aramalarda görev alanların, bugün işleyen tüm madenlerin bulunmasında, geliştirilmesinde ve işletmeye açılmasında önemli katkıları olmuştur.
Son 35 yıldaki arama faaliyetleri ile önceleri hiç bilinmeyen veya zuhur olarak bilinen birçok cevherleşme uzun uğraşlar sonucunda multimilyar dolarlık kaynak ve rezervler olarak geliştirilmiş, bugün ülkemize önemli ekonomik katkı ve istihdam sağlayan maden işletmelerine dönüşmüşlerdir. Madencilik sektörü, cari açığın düşürülmesine yönelik katkılarıyla da, ülkemizin vizyonu çerçevesinde üreteceği projelere, her yönden mali kaynak sağlayacak en önemli kalemlerden biri olabilecektir.
Ancak bugün sektör olarak kendimize sormamız gereken çok önemli bir soru var; İşletilmekte olan madenlerde rezervler bittiğinde ne olacak?
Madencilik sektörünün en önemli dinamiği ‘arama’dır. Mevcut rezervler bittiğinde, yeni rezervleri işletmeye alarak sürdürülebilir ve büyüyen bir madencilik sektörünün oluşturulabilmesi için arama programlarının artarak devam etmesi gerekir. Herhangi bir projenin ilk aramadan maden işletmesi olana kadar geçen uzun yıllar göz önüne alındığında, arama faaliyetlerinin hız kazanmasının önemi ortaya çıkmaktadır.
Yeni rezervlerin, dün itibarı ile hazır olmaları gerekmektedir. Arama programlarından ortaya çıkarılan projelerin işleyen madenlere dönüşmesine kadar geçen yol uzun, zahmetli ve maliyetlidir. Bugünden tezi yok, arama faaliyetlerine ivme kazandırmalıyız ki işleyen rezervler bittiğinde yeni rezervleri işletmeye hazır hale getirebilelim. Böylelikle; zor şartlarda, büyük çabalarla ve çok uzun sürede belli bir noktaya ulaşan sektörümüzde devamlılık ve büyüme sağlayabiliriz. Bu hareketliliği sağlayabilecek önemli sayıda ve kalitede teknik kadro, yönetici, akademisyen, yetişmiş insan kaynağımızın bulunması sektörün en büyük artılarından biridir. Bu uzmanlarımız, bilgi birikimleri, bugüne kadar yapmış oldukları başarılı çalışmaları, mesleğe karşı duydukları sevgi ve çalışma arzuları ile en verimli olabilecekleri dönemlerindedirler.
Son yıllarda Türkiye’de arama bütçelerinde ve faaliyetlerinde önemli bir azalma söz konusudur. Birkaç özel şirket ve MTA dışında arama faaliyetleri durma noktasındadır. Bu süreçte tecrübeli teknik kadroların kurmuş oldukları danışmanlık şirketlerinin önemli bir kısmı, azalan iş arzı nedeni ile birer birer kapanmış ve bu arkadaşlarımız ya yeniden bir şirkette çalışmaya başlamış ya da serbest danışman olarak mesleklerini icra etmeye devam etmeye çalışmaktadırlar.
Madencilik sektörü açısından dünyadaki en önemli sorunlardan biri, yeni ve kaliteli proje üretmenin giderek zorlaşmasıdır. Bu nedenledir ki yeni arama alanları olarak dünyadaki örtülü alanlar, derin deniz sahaları, yüksek yatırım riski olan ülke ve bölgeler, asteroid ve başka gezegen madenciliği üzerine değerlendirmeler yapılmakta, keşifleri giderek zorlaşan madenleri bulmak için yeni fikirler ve teknikler geliştirilmeye çalışılmaktadır.
Devletimizin madencilik vizyonu çerçevesinde gerçekleştirdiği çalışmalar ile madenciliğin ülkemize istihdam ve ekonomik anlamda kazandıracaklarının yanında cari açığa katkıları, toplumun büyük bir kesimi tarafından kabul görmüş ve önemi anlaşılmıştır. Ancak yavaşlayan arama faaliyetleri ile uzun vadede sürdürülebilir ve sürekli büyüyen bir sektör oluşturamayacağımız da bir gerçektir. Aramaların sektörün geneline yayılarak artması ile ne kadar çok proje üretilirse, bunların arasından geliştirilebilecek kalitede olanlar detaylı çalışılarak ilerleyen yıllarda fizibilitesi tamamlanmış ve işletme yatırımı yapılabilir yeni rezervler üretilebilir.
UMREK ve YERMAM ülkemiz madenciliği açısından son yılların en önemli gelişmesidir ve madencilik sektörüne uluslarası standartta finans entegrasyonunu sağlayacak en önemli adımdır. Çok önemli bir altyapı eksikliği giderilmiş ve sektörün önü açılmıştır. Madencilik sektörünün yatırım kanallarına hızla entegre olması, ülkemize önemli kazançlar sağlayacaktır. UMREK ve YERMAM tüm arama, geliştirme ve fizibilite faaliyetlerinin uluslararası standartlarda raporlanmasını sağlayacak yapılar olarak ön plana çıkacaktır.
Madencilikte hedef; herhangi bir bölgedeki maden potansiyelini belirlemek, potansiyel alanı ruhsatlandırarak gerekli arama programlarını planlamak, uygulamak, sonuçlarını değerlendirerek en kısa zamanda en düşük bütçeler ile maden olma yolunda ilerleyebilecek projeler üretmek, üretilen projeleri geliştirmek, fizibilitesini de tamamlayarak öncelikle yatırımcısına ve dolayısı ile ülke ekonomisine kazandırmaktır.
Tüm bunları özel ve kamu sektöründeki arama ekipleri gerçekleştireceğine göre, hangi açıdan bakarsak bakalım aramaların hayati önem taşıdığı açıkça görülmektedir.
Ülkemiz madencilik sektörüne dinamizm kazandırmak, sürekli ve büyüyen bir sektör oluşturabilmek, dünyaya açılabilmek için gerekli olan her şey olduğuna göre, zaman geçirmeden ülkemizin yüksek potansiyelini ortaya çıkaracak arama ekiplerine “Hayde” diyelim.
İbrahim Güney
Yazara konuyla ilgili soru sormak isterseniz, hangi yazar için mesaj gönderdiğinizi belirterek lütfen [email protected] adresine mail atınız.