Madencilik sektörünün önemli isimlerinden birisi olan ve geçmişten bugüne yaptığı çalışmalarla sektörde birçok başarıya imza atmış Türk Maadin Şirketi AŞ Genel Müdürü G. Şeyda Çağlayan ile madencilik sektöründe kadın istihdamı, sektörde kadın olmanın avantajları ve dezavantajları üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.
Kısaca kendinizden ve şirketteki görevinizden bahseder misiniz?
Maden yüksek mühendisiyim. Lisans ve lisans üstü/master eğitimimi İTÜ Maden Fakültesi’nde tamamladım. Ayrıca tez aşamasına kadar, o zamanki adı ana bilim dalı-şimdilerde cevher hazırlama mühendisliği ayrı bir mühendislik bölümü olarak devam etmektedir, cevher hazırlama ana bilim dalında doktora çalışmalarıma devam ettim.
Mesleğe kömür madenciliği alanında başladıktan sonra 1994 yılından bu yana krom madenciliği konusunda faaliyette bulunan çeşitli şirketlerde görev aldım. Halen Türk Maadin Şirketi AŞ’de genel müdür ve yönetim kurulu üyesi olarak görevime devam etmekteyim. Ayrıca çeşitli sektörel STK’larda; Türkiye Madenciler Derneği Denetim Kurulu Üyeliği, Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı Mütevelli Heyeti Üyeliği, İTÜ Maden Fakültesi Vakfı Yönetim Kurulu Üyeliği ve İSO Maden Meslek Komitesi Üyeliğini sürdürmekteyim. 2014 yılı öncesinde üç dönem İMİB Yönetim Kurulu (ilk kadın üye) üyesi olarak sektörel çalışmalara katkı verdim.
Şirketinizdeki kadın yerbilimci (maden, jeoloji, jeofizik, petrol, cevher hazırlama mühendisi, teknikeri vs.) istihdamı konusunda bilgi verebilir misiniz?
Şirketimizde benimle birlikte toplam 10 kadın çalışan görev yapıyor. Tamamı idari personel ve cevher hazırlama teknikeri statüsünde bulunuyor. Maalesef fazla kadın çalışanımız yok. Önceki yıllarda benim dışımda sadece bir kadın maden mühendisi istihdam edilmişti. Ancak ailevi nedenlerle görevinden ayrıldı.
Maden İşletmelerinde özellikle teknik-idari ve yer üstü zenginleştirme tesislerinde daha fazla kadın çalışan istihdamını arzu ediyor ve destekliyorum. Ancak madencilik sektörü gibi kırsalda yerleşik bir sektörde kadın istihdamının arttırılması bireysel çabalardan ziyade köklü bir program, algı yönetimi ve ciddi iş eğitimini gerektiriyor. Bu konunun ÇSGB ve MEB nezdinde madencilik sektöründe kadın istihdamına yönelik bir program kapsamında daha detaylı ele alınması gerektiğini düşünüyorum. Böyle bir program ve çalışma başlatılırsa madencilerin de destek vereceğine inanıyorum.
Maden sektöründe kadın yönetici olmak zorluk yaşatıyor mu yoksa avantajlı bir durum mu? Ya da herhangi bir farkı yok mu dersiniz?
Başlangıçta genel kabul görmek zor tabii. Önceleri hafife alınıyorsunuz! Ama daha önce de belirttiğim üzere, sabır ve azimle her türlü detayı da dikkate alarak çalışınca, bu hafifseme algısı yerini takdire bırakabiliyor. Yani “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz” deyip geçince işler ilerliyor, dezavantajlar yok oluyor kanımca. İdarecilik konusu günümüzde zor tabii ki ama zorlukları yenme konusunda kadın veya erkek olmak pek fark etmiyor bence. Yeter ki isteyelim.
Sektörel olarak baktığınızda kadınların madencilikte karşılaşabileceği zorluklar ve avantajlar nelerdir?
Madencilik mesleğine başladığımda herhangi bir dezavantaj ve/veya avantaj yaşadığımı zannetmiyorum. Evlilik, aile, çocuk olunca biraz zorlanıyoruz tabii ama kariyer hedefinde ilk yıllarda biraz daha zorlanarak ve daha programlı hareket edince bu tip zorluklar da aşılabiliyor.
Mesleğin ilk yıllarında bir süre part-time çalışarak, ailemin de desteği ile fazla zorlanmadan devam ettim. Bence kadın veya erkek nihai durumda pek fark etmiyor. Avantaj ve/veya dezavantajların doğrudan kişisel mesleki gelişim ve iç istekle ilgili olduğunu düşünüyorum. Tabii ki toplumun genel algısına göre erkek mesleği gibi düşünülüyor ama o ilk algı kırıldıktan sonra biz kadın mühendisler -5 ile başladığımız bu meslekte hızla yol alıyoruz diye düşünmekteyim (-5… ben bu mertebede bir dezavantaj ölçümlüyorum).
Kadın beyninin detaylı/bütünsel kavrayıcı düşünce sistematiğinin zorlukları hızla avantaja dönüştürdüğüne inanıyorum.
Küresel madencilik sektöründe son zamanlarda çalışan çeşitliliğinin sağlanması adına kadınların sektörde daha sıklıkla görev almaları gerektiği kaydediliyor. Türkiye madencilik sektörü özelinde bakarsanız siz bu konuda neler söyleyebilirsiniz?
Evet dünyada bu yönde… Kadınların madencilik sektöründe daha sıklıkla görev almaları konusunda gelişme kaydediliyor, özellikle Güney Afrika Cumhuriyeti gibi yoğun madencilik faaliyetleri görülen ülkelerde madenlerde çeşitli pozisyonlarda kadın istihdamında ciddi artış var. Keza Avustralya, (Avustralya’da İTÜ’den mezun bir kadın meslektaşımız çok başarılı işler yapıyor) Çin Halk Cumhuriyeti, Finlandiya, Kanada vb. bazı ülkelerde de kadın istihdamında artış gözlemleniyor. Dünya çapında “Madencilik Sektöründe Kadınlar” ortak platformu da mevcut ve bu platform kurumsal maden şirketleri tarafından destekleniyor. Ancak Türkiye madencilik sektörü özelinde bakıldığında maalesef biz çok gerilerdeyiz. Mermer/doğal taşlar ve birkaç metalik/endüstriyel mineraller (keza endüstriyel mineral madenciliğinde faal bir Türk Şirketi de kadın mühendis, idari teknik personel istihdamında önemli gelişmeler kaydetti) konusunda faaliyet gösteren madencilik şirketi dışında pek fazla örnek yok.
Bizler özelde kadın istihdamına yönelik girişimlerde bulunuyoruz. Özellikle cevher zenginleştirme teknikeri/personeli yerinde eğitimi ve istihdamı için girişimlerimiz var ama kırsalda sosyal olguları da dengelemek ve bazı hallerde aşmak gerekiyor. Konusunda iyi yetişmiş kadın personeli örnekleyerek istihdam talebini arttırıcı girişimlerimiz var. Bu konuda zaman zaman pozitif ayrımcılık ve teşvik de gerekiyor. İTÜ ve diğer bazı üniversitelerin maden fakültelerinde eğitim görmekte olan maden mühendisi adayı kadın öğrencilere zaman zaman destek verip, mentörlük/kariyer koçluğu da yapıyoruz.
Üniversitelerin madencilik, jeoloji ve jeofizik gibi yer bilimleri bölümlerinden mezun olmuş birçok kadın mühendis bulunuyor. Yapısı gereği genellikle zorlu çalışma koşullarına sahip olan bu disiplinlerden mezun olan kadınları bir kısmı bu zorluklar nedeni ile farklı kariyerde devam ediyorlar. Bu konuda görüşleriniz nelerdir?
Maden şirketleri genelde kırsalda yerleşik olduğu için kadın mühendisler genelde uygun şartlarda iş bulmakta ve merkezden uzak bölgelere gitmekte zorlanıyorlar ve şirketler de işe alımda kadın mühendislere öncelik vermiyorlar maalesef. Ama maden şirketlerinde bir tür kadın personel kotası oluşturulup, başlangıçta pozitif ayrımcılık uygulanarak teşvik edilirse bu sorun aşılabilir diye düşünmekteyim. Tabii ki kadın mühendislerin ve maden mühendisliği eğitimi almakta olan kadın öğrencilerin kariyer planlamalarının ilk başında bu konuyu kendi içinde netleştirerek maden mühendisliği disiplininde devam edip etmemeyi kararlaştırmaları ve bu kapsamda ilerlemeleri gerekmektedir. Mesleği sevmek, benimsemek de gerekiyor ayrıca…
İş konusunda biz kadınlar bazen takıntı derecesinde daha titiz olabiliyoruz. Belki bazen bezdirici bir titizlik oluyor ama nihai sonuçlar olumlu gelişince başarıyı tüm ekip birlikte paylaşmanın hazzı da önemli bence. Son yıllarda kadınlar işe ve işte başarıya daha fazla odaklanıyor. Sadece madencilik alanında değil birçok alanda başarılı işler yapılıyor ve bu durum her alanda kadın istihdamına güç katıyor.
Diğer ülkeler ile karşılaştırdığınızda Türk maden endüstrisinde kadına bakışın farklı olduğunu düşünüyor musunuz?
Özellikle Güney Afrika Cumhuriyeti, Avusturalya gibi yoğun madencilik faaliyetleri görülen ülkelere kıyasla evet bizde farklı bir görüş oluşuyor ama bu ülkelerde de kadınların madencilik alanında başlangıçta kabul görülmesi pek de kolay olmadı. 1996 yılından bu yana Güney Afrika, Zimbabwe, Çin Halk Cumhuriyeti gibi ülkelere sıklıkla gerçekleştirdiğim iş ziyaretlerinde bugüne kadarki gelişmeleri gözleme imkânım oldu. Ciddi aşama kaydedildi fakat halen zorluklar yok mu? Var tabii ki ama en azından istihdam sayısındaki artış dahi takdire değer. Dünyada ve Türkiye’de madencilik sektöründe kadın istihdamının arttırılması adına öncelikle yerel sosyal algının pozitif manada değiştirilmesi ve bu amaçla tüm paydaşların çaba göstermesi gerektiğini düşünüyorum.
Eklemek istedikleriniz var mıdır?
Keza ben de iş yaşamımda, hem de yönetici konumdayken birkaç kez ayrımcılığa maruz kaldım. Bu gereksiz bir ayrımla birkaç yıl önce kadın istihdamımın arttığını övgüyle söylediğim Güney Afrika’dan bir meslektaşın anlamsız davranışına maruz kaldım. Gerekli sözlü-yazılı cevabı verdim ve nazikçe uyarıcı yazımın standart bitiş kelamına bir de aşağıdaki anlamlı logoyu eklemeyi unutmadım tabii ki..!
Sadece madencilik alanında değil diğer birçok baz mühendislik alanında da istihdamın arttırılmasına/algı yaratılmasına ilişkin çalışmalar İSO Kadın Girişimciler vb. platformlarda sürdürülüyor. Hatta geçtiğimiz yıllarda ortaokul, lise düzeyinde “Prenses değil! Mühendis Olacağım!” mottosu kullanılarak bilgilendirme toplantıları, mentörlük faaliyetlerinde bulunuldu.
Meslekte uzun yıllardır özveriyle azimle çalışarak ve somut pozitif sonuçlarla, kadın yönetici olarak kabul gördüğümü düşünüyorum. Erkek ağırlıklı bir sektör olan madencilik ortamında kendimi farklı görmüyorum. Netice de aynı eğitimi aldım ve aynı işi yapıyorum. Kadın olmanın verdiği ilave yetilerle zaman zaman daha kavrayıcı, daha hassas davranarak işimi yapmaya devam ediyorum.
Söyleşi için teşekkür eder bu vesileyle yaklaşan 8 Mart Dünya Kadınlar Günümüzü de hatırlatmak isterim. 8 Mart eşit ve daha aydınlık bir dünya özlemi içinde kadının her alanda işte ve sosyal hayatta var oluşu ve var olma çabasının tekrar tekrar hatırlandığı ve hatırladığı özel bir gün bence.
Her yıl 8 Mart’ta dünyanın çeşitli ülkelerinden tanıdığım tanıştığım kadın meslektaşlarım ve emekçi kız kardeşlerimin bu gününü kutlamaya ve hatırlatmaya özen gösteriyorum. Ülkemiz iş insanlarından bir kadın arkadaşımızın güzel ifadesiyle tüm dünyada “Kadın Kardeşliği” kavramının yaygınlaştırılması diliyorum. Kadın eşitliği ve özgürlüğünün sağlandığı, barışçıl ve aydınlık bir Dünya için, 8 Mart Dünya Kadınlar Günümüz Kutlu Olsun!
Eğer bir gökkuşağı ise yaşam,
Bizler değişik renkleriyiz.
Eğer karanlık ise yaşam,
Bizler umut ışığıyız!..