Madencilik, yer altında bulunan değerli minerallerin elde edilmesi ve ekonomiye kazandırılması için yapılan yer altı ve yer üstü çalışmaların genel adıdır. Yer altındaki mineraller birçok endüstride ham madde veya ara madde olarak kullanılmaktadır. Madencilik, günümüzde pek çok ülkenin ekonomisi için büyük bir gelir kaynağıdır.
Teknolojiye paralel olarak endüstrinin gelişmesi madencilikte kullanılan makinelerin ve ekipmanların güvenli hale gelmesini sağlarken yine de tüm bu gelişmişliğe rağmen sektörde meydana gelen kaza ve ölümlerin yaşanmadığı bir dönem de yoktur. Maden çalışanlarının maruz kaldığı tehlikeler gelişen iş sağlığı ve güvenliği kültürü ile geçmişe göre azalsa da özellikle geri kalmış ülkelerde çok da bir değişikliğe uğramamıştır. Madencilik özünde tarih boyunca olduğu gibi halen tarihimizin en tehlikeli mesleği olmaya devam etmektedir.
Madenlerde insan gücü yerine makinelerin kullanılmaya başlanmasıyla ocaklarda faaliyet gösteren insan sayısı azalmış ancak bu durum gelişmekte olan ülkelerde, gelişmiş ülkelerde olduğu kadar etkili olamamıştır. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde insan gücünün daha ucuz olması madenlerdeki çalışmalarda makine kullanımı yerine tercih edilme nedeni olmaktadır. Maalesef madencilik günümüzde hala ölümlerle, meslek hastalıklarıyla, çok ölümlü kazalarla anılan bir meslektir.
Madencilik sektöründe meydana gelen kazaların büyük çoğunluğu kömür ocaklarında meydana gelmektedir. Kömürün doğası gereği bulunduğu yerde metan gazı deşarjları yaşanabilmektedir. Bu nedenle, teknolojinin gelişmesiyle birlikte madenlerde metan gazı dedektörlerinin bulundurulması mecburi kılınmıştır. Metan gazının madenlerde oluşturacağı sorunlar sebebiyle ocaklarda havalandırma çalışmalarına özen gösterilmesi gerekmektedir. Kömür ocaklarında metan gazı yoğunluğunun belirli bir seviyenin altında tutulması yaşamsal önem arz etmektedir. Madenlerde metan gazı birikmesini engellemek için kullanılan bir diğer yöntem metan drenajlarıdır. Metan drenajı, kömür ocaklarında damar ve tabakalardan ocak atmosferi içine nüfuz eden grizunun çalışma alanı dışına atılmasında kullanılan bir yöntemdir.
Madencilikteki diğer tehlikeli gazlar şunlardır:
Karbondioksit (CO2): Havadan ağır bir gazdır. Çukur yerlerde ve desandre diplerinde birikir, ortamı oksijensiz bırakarak boğulmalara neden olur.
Karbonmonoksit (CO): Gizli ve açık ocak yangınları, eksoz gazları sonucu çıkar. Zehirlenmelere sebep olur.
Hidrojensülfür (H2S) ve Azotdioksit (NO2): Organik maddelerin çürümesi sonucu ortaya çıkar, göz ve üst solunum yollarında irritasyona sebep olur (göz sulanması ve öksürük).
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı “Yer altı ve Yer üstü Maden İşletmelerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Rehberi”nde yer alan bilgilere göre demir, kalay, alüminyum, çinko ve magnezyum gibi metalik tozlar, kömür, piritli cevherler, organik tozlar ortama belirli bir konsantrasyon oranında karışması durumunda patlayıcı hale gelebilir. Katı kömür parçası normal koşullar altında yanıcıdır. Fakat ufalanarak ince toz haline getirildiğinde tutuşucu ve patlayıcı bir hal alabilir. Bu da yer altı kömür madenlerinde çok önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle madenlerde yaşanan kömür tozu patlamaları üzerinde yapılan araştırmalar önemli bulguları ortaya çıkarmıştır. Yer altında üretim yapılan bir madende kömür tozları alevlenerek küçük bir metan patlamasını çok daha büyük bir patlamaya dönüştürebilir. Ayrıca yanan bir toz bulutunun alevi bir gaz birikintisine ulaştığında gazı patlatabilir. İnce ve kuru kömür tozlarının varlığı grizunun alt patlama sınırını daha aşağıya indirebilir. Patlama kömür tozunu da içeriyorsa önemli miktarda karbonmonoksit gazı oluşabilmektedir. Toz patlamasının olabilmesi için havada askıya geçmiş bir toz bulutunun ateşleyici bir kaynakla temasa geçmesi gerekmektedir.
Araştırmalar ocaklarda metan-hava karışımlarını patlatabilecek her türlü kaynağın bir toz bulutunu da patlatabileceğini göstermektedir. Ancak ocakların en tozlu yerlerinde bile askıdaki tozlar patlayıcı bir toz bulutu oluşturamazlar. Patlama için önemli olan tavan, taban ve yan duvarlarda birikmiş olan toz olup, bunun bir darbe etkisiyle gruplanarak havaya karışması gerekmektedir. Yani bir patlamanın olabilmesi için çökmüş tozu havalandıracak bir etken ile bulutu ateşleyecek etkenin bir araya gelmesi gerekmektedir. Bu açıdan kömür madenleri diğer madenler arasında en çok kazanın yaşandığı ve bu kazaların sonucunda çok sayıda ölümle karşılaşılan bir çalışma sahasıdır. Metan kömür madenleri dışındaki diğer madenlerde de bulunmakla birlikte yerel cebri çekişli havalandırma ile seyreltilebilir ve yoğunluğu azaltılmak yoluyla tehlikesi sınırlandırılabilir. Kömür madenlerinde, kömür tozunun oluşmasını engellemek için her türlü önlemler alınmasına karşın yine de patlama kaçınılmaz olabilir. Yerde 0,012 mm kalınlığında bile oluşacak kömür tozu havada asılı kalırsa patlamaya neden olur. Bu gerçekten çok büyük bir risktir. Ancak dolomit, alçıtaşı ve kireçtaşı gibi alevlenmeyen maddeler toz haline getirilerek yere serpilirse patlama riski azaltılmış olur.
Madenlerde kullanılan hareketli makinalar, dizel benzin ve hidrolik sıvılar içermekte olup; bunlar patlayıcı ve yanıcıdır. Elektrikli aletler ve dizel motorlar ise ateşleme ve yanma için birer kaynaktır. Yanabilme ve patlayabilme özelliğine sahip bu maddelerle, bunları ateşleyecek olan ekipmanların birlikte bulunması oldukça risklidir. Bunlarla birlikte bu yanıcı maddelerin yanında sigara içilmemeli, ateş yakılmamalı ve makinaların aşırı ısınarak kısa devre yapması engellenmelidir. Tersi durumda patlamalar ve yangınlar kaçınılmaz olacaktır.
Maden Hastalıkları
Silis tanecikleri madenlerde ve taş ocaklarında çalışanların en çok karşı karşıya kaldıkları tozdur. Bünyesinde silis bulunan taşlar kırıldığında, parçalandığında ve ufalandığında soluna bilir silis tozları ortaya çıkar. Bu tozların solunması gerçekten çok tehlikelidir. Belirli bir süre (miktarına bağlı olarak aylar ya da yıllar) boyunca bu toza maruz kalındığında madencilerde “silikoz” adı verilen bir hastalık gelişebilir. Ayrıca bu tozlar tüberküloz, akciğer kanseri ile artrit gibi otoimmün hastalıklara da neden olabilmektedir. Silis tozu, toprak yeni kazıldığında çok daha tehlikelidir.
Kömür tozlarının solunması da oldukça tehlikelidir. Bu tozların içinde silika, kireç ve kil de bulunabilir. Madencilik operasyonları sırasında kullanılan makinalar ve teknikler ortamda sürekli olarak tozun bulunmasına neden olmaktadır. Ayrıca madenlerin yerin altında olması ve çalışılan alanın dar olması bu tozlarla teması arttırmaktadır. Bu tozlara maruz kalmanın sonucunda kömür madencilerinde pnömokonyoz oluşur. Bu tozları yoğun olarak solumak kronik bronşit ve amfizem hastalıklarına neden olabilir.
Madenlerde patlatma işlemlerinin ardından ise azot oksitler ortaya çıkar. Madenlerde yapılan patlatma işlemlerinin ardından bu alanlar mutlaka iyi bir şekilde havalandırılmalıdır. Aksi takdirde patlatma işlemi sonrası ortaya çıkan bu gaz solunum yollarında tahrişe neden olabilmektedir. Poliüretan köpükler ve formaldehit gibi bazı plastikler de madenlerde kullanılmaktadır. Bu maddelere maruz kalındığında ise madenlerde çalışan işçiler allerjik reaksiyonlar gösterebilmektedir.Ayrıca bu tarz kimyasal maddeler kanserojendir.
Maden hastalıklarını yakından incelememiz gerekirse;
Akciğer Kanseri: Yapısal olarak normal akciğer dokusundan olan hücrelerin gereksinim ve kontrol dışı çoğalarak akciğer içinde bir kitle (tümör) oluşturmasıdır. Burada oluşan kitle öncelikle bulunduğu ortamda büyür; daha ileriki aşamalarda ise çevre dokulara veya dolaşım yoluyla uzak organlara yayılarak (karaciğer, kemik, beyin vb. gibi) hasara yol açarlar. Bu yayılmaya metastaz adı verilir. Uzun süre maden tozuna maruz kalmış kişilerde akciğer kanserine rastlanmaktadır. Amfizem: Akciğerlerin en ufak birimi olan hava keseciklerinin (alveoller) ciddi anlamda harap olması sonucu ortaya çıkar. Amfizem akciğerlerdeki alveollerin genişlemesi ve yapılarının bozulmasıdır. Klasik belirtisi nefes darlığıdır.
Artrit: Eklemlerin iç yüzlerini etkileyen iltihabi bir hastalıktır. Uzun süreli ve tekrarlayıcı bir hastalık olan romatoid artrit zamanla ilerleyerek kötüleşme gösterebilir. Artrit yalnız eklemleri değil bütün vücudu da etkileyebilir. Şekil bozukluğuna neden olabildiği için çeşitli sakatlıklara yol açabilir. Hastalık bütün eklemleri etkileyebilir ancak en çok el ve ayak bileklerinin küçük eklemlerinde gözlenmektedir. Artrit tek bir hastalık değildir, 100’den fazla farklı hastalık artrit ile ilişkilidir. Bronşit: Akciğerlere giden havayollarının iç yüzündeki zarın iltihaplanmasıdır. Akut ve kronik olarak iki gruba ayırlmaktadır. Kömür Madencileri Pnömokonyozu: Büyük miktarda kömür tozunun akciğerde depolandığı amfizem ile karakterize edilen bir pnömokonyozdur.
Pnömokonyoz: Genellikle bazı özel iş koşullarında çalışan kişilerde inorganik toz ya da zerrecikli maddenin akciğerlerde depolanması ve buna bağlı olarak gelişen doku reaksiyonu ile ilgili durumdur. Asbestos ve silikoz bu gruba giren hastalıklardandır. Silikoz: Serbest silis taneciklerinin solunum yoluyla alınması sonucu meydana gelen ağır bir hastalıktır. Madencilik, taş kesme, taşocağı çalışmaları, yol ve bina inşaatı, dinamitle kayaları patlatma ve çiftçilik, serbest silise maruz bırakan mesleklerdir. Belirtilerin meydana gelmesi için genellikle 15-20 yıl bu parçacıklara maruz kalmak gerekir. Fakat silise yoğun şekilde maruz kalınan kapalı alanlarda patlatma, yüksek kuvars içeren ka yaları delerek tünel açmak ve temizleme tozu imalatı gibi işlerde çalışan korumasız işçiler bir yıldan kısa bir sürede silikoza tutulabilirler.
Verem: Tüberküloz olarak da adlandırılan verem hastalığı insanlık tarihinin ilk çağlarından itibaren görülen en eski hastalıklardan birisidir. Verem esas olarak akciğerleri tutan ve bunun yanı sıra diğer birçok organda da yerleşebilen Mycobacterium Tuberculosis (Koch basili) mikrobunun oluşturduğu bir hastalıktır. Bağışıklık sistemi hücreleri savaşmalarına karşın mikropların tamamını genellikle öldüremez. Basiller akciğerlerde yuvalar oluşturmasına neden olur. Verem en çok omurga, kalça kemikleri, lenf bezleri, böbrekleri etkiler. Hastalığı, yalnızca akciğer veremi olan kişiler yayabilir. Bu kişilerin öksürmesi, konuşması ve hapşırması sonucu mikroplar damlacık şeklinde havaya atılırlar. Ortamda bulunan diğer sağlıklı kişiler havada asılı kalan bu mikropları soluk alırken akciğerlerine alırlar. Kaşık, çatal, bardak gibi eşyalardan hastalık bulaşmaz. Verem mikrobu vücuda girdikten sonra uzun süre hastalık yapmadan kalabilir. Bu dönemde vücut tarafından oluşturulan verem mikrobu bulaştığını genellikle bilmez.
Maden sektöründe kimyasal hastalıkların yanında fiziksel hastalıklarda madencilere önemli zararlar verebilirler. Bilindiği üzere madencilik sektöründe makine kullanımı oldukça fazladır. Bu makinalar yaptıkları iş gereği oldukça yüksek seviyede gürültü ve titreşim ortaya çıkartmaktadırlar. Ayrıca madenlerin yerin altında, derinlerde olma durumunda ise kapalı ortam, gürültünün açık havada olduğu gibi yayılmasını engellemekte ve kulaklar için ciddi tehditler oluşturabilmektedir.
Ayrıca sürekli ve değişmez frekanstaki şiddetli sarsıntılar da insan sağlığını olumsuz etkiler. Madencilikte de titreşimli makineler ve cihazlar oldukça yaygın olarak kullanılmaktadır. Uzun süre titreşim yapan cihazları kullananlarda; davranış bozukluğu, görme bozuklukları, osteoporoz, ağrılar (daha çok el, bilek, omuzlarda), dolaşım sistemi bozuklukları ve buna bağlı olarak beslenme bozuklukları sonucu kalıcı vibrasyon hastalığı oluşur. Hastalığın ortaya çıkması için; titreşim süresi, şiddeti, kişisel faktörler ve cinsiyet (kadınlar daha hassas) önemli faktörlerdir. İyonize radyasyon da madencilik sektöründe var olan önemli tehlikelerden biridir. Radon, madenlerde sert kayalıkları kazmak için kullanılan patlatıcıların, taşları eritmesiyle ortaya çıkabilir. Ayrıca madenlerin derinliklerine sızmış da olabilir. Radon, bir gaz olduğu için solunması ve uzun süreler maruz kalınması durumunda akciğer kanserine neden olabilir çünkü radon kanserojendir.
Isı da madencilik sektörü için önemli risklerden biridir. Madenlerde her 100 metrede ortam ısısı 1 derece yükselmektedir. Dolayısıyla bazı derin madenlerde duvarların ısıları çok ciddi sıcaklıklara çıkabilmektedir. Ayrıca yer altı ocaklarında kullanılan makinaların yaydığı ısı da ortamın sıcaklığını arttırmaktadır. Havalandırma koşullarının kötü olması ve nemli ortamın hissedilen ısıyı arttırması bir de işçilerin dar alanda çalışırken terlemeleri durumu iyice kötüleştirmektedir.
Madenlerde Sağlık ve Güvenlik Önlemleri
Madencilik sektörü doğası gereği sayısız risk unsurunu içinde barındıran insan yaşamı açısından tehlikeler içeren sektördür. Bu sebeple madende çalışacak kişilerin sağlık durumları çalışmadan önce mutlaka incelenmeli ve ağır işlerde çalışabilir raporu işverenler tarafından teslim alınmalıdır. Sağlık raporunun incelenmesinin ardından kişi sağlıklıysa, işe başlamadan önce mutlaka iş sağlığı ve güvenliği konusunda eğitimlerini tamamlamalıdır. Sektörde çalışmanın yarattığı tehlikelerin en aza indirilebilmesi için de her çalışan kişisel koruyucu donanımlarını mutlaka kullanmalıdır.
Bilindiği üzere madencilik sektörünün en önemli hastalıkları maden tozlarının solunması sonucu ortaya çıkmaktadır. Madenlerde ciddi sağlık sorunlarına yol açan bu tozları bastırmak için bazı önlemler almak zaruri olmaktadır. Bu önlemlerden en basit ve en önemlisi de kazılan alana su püskürtülerek bu tozların toplanarak dinmesine yardım etmektedir. Ayrıca bu bölgedeki havalandırmanın da çok iyi şekilde dizayn edilmiş olması da olmazsa olmazdır.
Madenlerde patlamaya sebebiyet verebilecek gazları ortadan kaldırmak da en önemli hususlardan birisidir. İnsan hayatını ciddi anlamda tehlikeye atan metan, karbonmonoksit ve karbondioksit vs. gibi gazlar havalandırma cihazları ile seyreltil meli ve yoğunluğu azaltılmak suretiyle tehlikesi sınırlandırılmalıdır. Ayrıca kömür madenlerinde büyük tehlikelere sebep olabilecek kömür tozunun oluşmasını da engellemek için her türlü tedbir alınmalıdır.
Bütün bu yanma ve patlama risklerini azaltmak konusunda alınabilecek önlemlerle birlikte gaz sızıntısı olduğu zaman uyarı veren sızıntı uyarı aygıtlarının, alevlenme olduğu zaman yangını anında haber veren ve müdahale eden otomatik yangın söndürücü sistemlerin kullanılması kazaları önleme konusunda büyük bir öneme sahiptir.
Yer altında üretim yapan bir işletmede çalışıyorsanız dar ve kısıtlı alanlarda hareket etmek zorundasınızdır. Bu gibi alanlarda göçük ve taşların düşmesi gibi riskler her zaman bulunmaktadır. İnsan kafası, insan vücudunun en hassas bölgelerinden birisidir ve çok dikkatle korunması gerekir. Çarpmalar sonucunda yaralanmalar ve hatta ciddi travmalar söz konusu olabilir. Bu nedenle kafa koruyucu donanımlar olan baretler, kasketler ve başlıkların takılması zorunludur. Elbette bu başlıkların sağlam maddelerden yapılması gerekmektedir. Ayrıca çarpmanın ötesinde nemli ortamlarda çalışırken başlığın yanlarının akan suyu durdurabilmesi için yukarı bükük olması da önemlidir.
Madencilik sektöründe kullanılan makinaların çıkardığı tozlar ve dumanlar, kömür madenlerinde bulunan kömür tozları, patlayıcıların arkalarında bıraktıkları dumanlar ve buharlar, kaynak yapılırken ortaya çıkan dumanlar, asit gazları ve kullanılan kimyasal maddelerin kokuları solunum yolları açısından tehlikeli olabilmektedir. Bu nedenle işler yapılırken solunum koruyucu donanımlar kullanılmalıdır. Genellikle sıradan solunum maskeleri yapılan işler için yeterli olmaktadır. Ancak bu toz maskeleri, havayı ve tozları süzmek konusunda yeterli değil ise, o zaman havayı süzen solunum aygıtları ve hatta gerekirse tüplü solunum aygıtları bile kullanılabilir.
Cildi korumak için giyilen koruyucu giysilerin soğuk ve sıcak ortamlara uygun olarak seçilmesi terlemeyi ve üşümeyi engeller. Eller sürekli kullanıldığı için işe uygun el koruyucu donanımlar olan eldivenler takılmalı eğer eldiven kullanılamıyorsa o zaman da koruyucu kremler kullanılmalıdır.
Madencilik gürültünün çok olduğu bir sektördür. Buna karşı kulakların işitme kaybına uğramaması için kulaklıklar (manşonlu) veya kulak tıkaçları kullanılmalıdır.
Yukarıda bahsettiğimiz tüm kurallar aslında bir iş sağlığı ve güvenliği kültürünün olmazsa olmaz şartlarıdır. Bu kültürün yerleştiği toplumlarda insan sağlığı ve güvenliğinin her şeyin üzerinde olduğunu ve bunun sonuçlarını yaşanan ölümlü ve yaralanmalı kaza oranlarından görebiliyoruz. Bizim de ülke olarak öncelikle bu kültürü yerleştirmemiz ve bunun için de çok küçük yaşlarda bu eğitimleri çocuklarımıza vermemiz gerekiyor.
Kaynaklar
- isguvenligi.net/iskollari-ve-is-guvenligi/madencilik-sektorunde-is-sagligi- ve-guvenligi/
- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı. İş Teftiş Kurulu Başkanlığı. Yer altı ve Yer üstü Maden İşletmelerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Rehberi. Yayın No: 4
- tr.wikipedia.org/wiki/Oda_topuk_y%C3%B6ntemi
- en.wikipedia.org/wiki/Benxihu_Colliery
- cumhuriyet.com.tr/haber/dunya/493233/Cin_de_grizu_patlamasi__ 12_olu.html
- cumhuriyet.com.tr/haber/dunya/489043/Rusya_da_maden_faciasi__ 36_olu.html
- en.wikipedia.org/wiki/El_Teniente
- en.wikipedia.org/wiki/Monongah_mining_disaster
- en.wikipedia.org/wiki/Courri%C3%A8res_mine_disaster
- mining-technology.com/features/feature-world-worst-coal-mining-disasters- china/
- en.wikipedia.org/wiki/1965_Dhanbad_coal_mine_disaster
- en.wikipedia.org/wiki/Mitsui_Miike_Coal_Mine_disaster
- Merwe, J N. Beyond Coalbrook: What Did We Really Learn. The Journal of The Southern African Institute of Mining and Metallurgy. 2006.
- en.wikipedia.org/wiki/2010_Copiap%C3%B3_mining_accident
- ttb.org.tr/msg/dergi/ocak05/08_maden_sektorunde.pdf