Maden Ürünlerinden Kağıt Üretiliyor

0
3216
Kağıt
Copyright by Karst

Tarihte bilinen ilk kağıt çeşidi olan papirüs M.Ö. 4000 yıllarında papirüs denen bitkiden üretilmiştir. Günümüzde kullanılan kâğıt ismini bu kullanımdan almaktadır. Aynı zamanda tarihte çeşitli hayvan derileri kullanılarak üretilen yazı ve resim işlemeye elverişli parşömen kâğıdı da kullanılmıştır.

Tarihe yön veren birçok gelişmenin temelinde yer alan kâğıt ilim ve kültürün yayılmasında başrolü oynamıştır. Bilginin taşıma ve muhafazasının kolaylaşmasını sağlarken medeniyetin günümüzdeki halini almasında temel unsurlardan biri olmuştur.

Günümüzde kullanılan kâğıt üretim tekniklerinin ise ilk olarak M.S. 105’te Çin’de Ts’ai Lun tarafından keşfedildiği kabul edilmektedir. Çin’den sonra ilk olarak Semerkant’ta kâğıt üretim merkezi kurulmuş, 18. yüzyılda ise Fransa ilk kâğıt üretim makinesini kurarak kâğıt üretiminde mekanizasyonu sağlamıştır.

Geçmişte üretim az olduğu için dünyada değerli olan kâğıt, zaman içerisinde üretim kapasitesinin artması ile değerini kaybetmiş ancak son yıllarda yüksek kullanımına paralel olarak gerekli doğal kaynakların ve maliyetlerin artmasına dair çekinceler ile tekrar değer kazanmıştır.

Günümüzde kâğıt üretimi için gerekli hammaddelerin başında, kesilen ağaçlardan elde edilen lifler gelmektedir. Yapılan araştırmalara göre dünya genelinde günde 80.000 – 160.000 arası ağaç kesilmekte, kesilen bu ağaçların ise yaklaşık yüzde 40’ı kâğıt üretiminde kullanılmaktadır. Üretim tekniklerine göre değişmekle birlikte yaklaşık olarak 1 ton kâğıt üretmek için 12 ila 24 adet ağaç kesildiği hesaplanmaktadır. Kâğıt kullanımının günden güne arttığı bu dönemde kâğıt israfı binlerce ağacın boşa kesilmesi anlamına gelmektedir. Son dönemde kâğıt geri dönüşümüne ağırlık verilmesi adına adımlar atılsa da kâğıt kullanımının da aynı oranda artması, kâğıt üretimi için ağaç kesimini azaltma çabasını sonuçsuz bırakmaktadır.

Her ne kadar dijitalleşmenin devam ettiği bir çağda yaşıyor olsak da kâğıdın hayatımızdaki önemi halen yadsınamaz durumdadır. Kâğıt üretimini azaltmak, geri dönüşüm yoluyla kesilen ağaçları daha verimli kullanmak üzerine çalışmalar sürerken konuya farklı yaklaşımlar geliştirilmeye de devam edilmektedir.

Bunlardan bir tanesi de mikronize ve çöktürülmüş kalsit minerallerinin ağaç üretiminde selüloza %15-30 arasında oranlarda katılarak kullanılmasıdır. Yüksek kalsiyum karbonat içeriğine sahip kalsit minerallerinin kullanımının kâğıda yüksek beyazlık sağlaması, zaman içerisinde sararmayı önlemesi, selüloz üretimini ve optik beyazlatıcı kullanımını azaltması geride bıraktığımız yaklaşık 20 yıl boyunca bu yöntemin sıklıkla tercih edilmesini sağlamıştır. Bu sayede ihtiyaç duyulan selüloz miktarı ve dolayısı ile kesilen ağaç miktarında azalma sağlanmıştır.

Bunun yanında henüz kullanımı yaygınlaşmayan ancak kâğıt üretimi için ağaç kesilmesini önemli ölçüde azaltması beklenen yeni üretim yöntemleri de mevcuttur. Bunlardan bir tanesi 1998 yılında Tayvanlı bir firma tarafından ağaç lifi kullanılmadan kâğıt üretiminin ilk örneği olarak piyasaya sunulmuştur. Mermer atıklarının toz haline getirilerek plastik ile karıştırılması ile kâğıt elde edilmesini içeren bu yöntem ile elde edilen kâğıt, su geçirmez ve parçalanamaz olma özellikleri taşımaktaydı. Ancak aynı zamanda yüksek sıcaklıklara karşı hassas, su geçirmez olduğu için tuvalet kâğıdı ve peçete gibi kullanımlara uygun değildi. Ayrıca dönemin kâğıt üretim tekniklerine kıyasla %20 daha maliyetli olması yöntemin yaygınlaşmasını zorlaştırdı.

Benzer bir uygulama ise 2014 yılında toz hale getirilen kireçtaşları kullanılarak kâğıt üretimi gerçekleştirildi. Japonya’da gerçekleştirilen yöntem ile üretilen kâğıdın üretiminde %80 kireçtaşı %20 polimerik reçine kullanılmaktadır. Su geçirmeme ve dayanıklılık gibi özelliklerini koruyan kâğıdın üretiminde hiç su ve ağaç lifi kullanılmaması, kâğıt üretimi için kesilen ağaçları azaltmak adına önemli bir adım olarak ön plana çıkmaktadır. Ayrıca bağlayıcı olarak reçine kullanılması, kâğıdı sıradan plastik ürünlerine göre daha az petrol ürünü içermesi ile de dikkat çekmektedir. Rengi doğal olarak beyaz olan kâğıdı beyazlatmak için ek bir ağartma işlemine de gerek duyulmamaktadır.

Kireçtaşından üretilen bu kâğıdın geri dönüşümünün daha verimli olduğu kaydedilmektedir. Parçalanarak tekrar toz haline gelen kâğıtlar tekrar kâğıt üretiminde ya da diğer plastik alternatifi olan kâğıt ürünlerin üretiminde kullanılabilmektedir.

Geleneksel yöntemlere kıyasla kâğıt üretiminde kireçtaşı kullanılması ile her bir ton kâğıt üretiminde 20 ağaç kesilmeden korunurken, 16 milyon BTU enerji ve 60 bin litre su kullanımı ile 900 kg CO2 ve159 kg katı atık oluşumu engellenebilmektedir.

Madencilik yoluyla üretilen ve dünyada yaygın olarak bulunabilen kireçtaşı ile gerçekleştirilen bu kâğıt üretiminin günümüzde önemini koruyan kâğıdın doğa üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmaya yardımcı olması öngörülmektedir.

Japonya, Tayvan ve Çin gibi ülkeler ve küresel ölçekte birçok şirket bu üretim metotlarını benimseyerek kâğıt üretiminin doğa üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmayı hedeflemektedir. Küresel olarak benimsenen bu teknoloji ile üretilen ürünler günden güne gündelik hayatın içerisinde kendisine yer bulmaya başlamıştır. Küresel olarak 400 milyar dolarlık kâğıt endüstrisinde bu teknoloji henüz 1 milyar dolarlık paya sahip olduğu bilinmekte ve gelişime açık olarak değerlendirilmedir.

Doğal taşlar yönünden zengin kaynaklara sahip olan ülkemizde de bu konu gerek sahip olduğumuz kaynakları değerlendirmek gerek ise ihtiyaçlarımızı karşılamak adına gündeme gelmiştir. Ülkemiz sahip olduğu mermer yatakları ve üretim gücü ile dünyada önde gelen ülkeler arasında yer almaktadır. Bunun yanında, kâğıt üretimi yapan SEKA’nın özelleştirilmesiyle kâğıt üretimi konusunda ithalata bağımlı hale gelen ülkemizin geçtiğimiz yıl 3,2 milyar dolarlık kâğıt ithal ettiği kayıtlara geçmiştir.

Bu doğrultuda gerçekleştirilecek bir yatırım ile yüksek kalsiyum karbonat içeriğine sahip mermer ve benzeri madencilik faaliyetlerinden oluşan atıklar kullanılarak kâğıt ve poşet gibi günlük hayatımızda sıklıkla kullanılan ürünlerin üretilmesi mümkündür. Bu yolla hem yerli hammadde ekonomiye kazandırılarak katma değer oluşturulacak hem de kâğıt ithalatının önlenmesi yoluyla cari açık azaltılarak ülkemizin ekonomisine fayda sağlanması mümkün olacaktır.