1930’lu yılların ilk döneminde ABD’nin ulaşım altyapısını geliştirme amacı ile yürüttüğü yeni yol ve köprü inşaatlarının doğuracağı ihtiyaç öngörülerek özel sektör tarafından faaliyete alınan ve Kentucky’nin en büyük şehri olan Louisville’de bulunan bir kireçtaşı madeni o dönem oldukça yoğun çalışarak ihtiyaç duyulan hammaddenin üretiminde etkin rol oynadı.
Maden yaklaşık 42 yıl boyunca sürdürülen yoğun üretimin ardından 1970’li yılların başında faaliyetlerini durdurdu. Uzun süreli üretimden sonra madenden geriye kalan devasa mağara bir süre âtıl kalmasının ardından 1989 yılında bir yatırımcı tarafından satın alınarak ticari depolama alanına dönüştürüldü.
1990’ların başından itibaren 850.000 bin kamyonluk geri dönüştürülmüş beton, tuğla gibi hafriyat malzemeleri eski madenin zemin seviyesinin yükseltilmesi ve iç yollar oluşturmak için bu alana taşındı. İlk halinde madeni destekleyen 25 – 30 metre uzunluğundaki kaya sütunları günümüzde hala devam eden zemin doldurma çalışmaları ile ancak 7 ila 10 metrelik kısmı görünecek hale geldi.
Yaklaşık 400.000 metrekarelik bir alanı kaplayan eski madenin %70’lik bölümü Loisville Hayvanat Bahçesi’nin altında bulunmaktadır. Bu özelliğinden ötürü madenin bulunduğu alanın altı ve üstü farklı sınıflandırmalara tabidir ve Kentucy’de bu özelliğe sahip olan tek alan olma özelliğini taşımaktadır.
Maden aynı zamanda taşınan hafriyat malzemelerinden dolayı tonaj olarak eyaletteki en büyük geri dönüşüm merkezi olarak bilinmektedir. Kapasitesi eyaletteki tüm geri dönüşüm merkezlerinin toplamından daha fazladır. Ayrıca eski maden alanı Kentucy Eyalet Yönetimi tarafından bina olarak tanınmış ve bina kodu atanmıştır. Bu durum madene Kentucy’deki en büyük bina olma özelliğini kazandırmaktadır.
Eski yer altı madeninin doğal yapısı itibari ile sunduğu bir diğer özelliği ise sağlam yapısıdır. 260 km/s hızında bir kasırgaya dayanabileceği tahmin edilen maden aynı zamanda insan kaynaklı müdahaleler karşısında da önemli bir sığınak rolü oynayacağı tahmin edilmektedir. Bu devasa yapı bu özelliği nedeni ile 1960’ların başındaki Küba füze krizi sırasında, devlet yetkilileri tarafından olası bir nükleer saldırı ihtimaline karşı, doğal bir sığınak olarak değerlendirilmiş ve 50.000 kişiyi bu alanda barındırmak için planlar yapılmıştır.
Günümüzde “Lousville Mega Cavern” ismi ile anılmakta olan eski madenin bir bölümü depolama tesisi olarak kullanılmakta diğer bölümlerinde ise ziyaretçilerine zipline (ip ile kayma) etkinlikleri, eğitici ve macera gezilerinin yanında bisiklet ve yürüyüş parkuru gibi imkanlar sunulmaktadır. Yüz yıla yakın geçmişi olan mağarada gerçekleştirilen etkinlikler katılımcılara erken dönem madencilik faaliyetleri, mağaranın jeolojisi ve zaman içerisinde madenin değişen kullanım amaçları ile ilgili bilgi edinme imkânı sunmaktadır. Ayrıca madendeki zipline etkinliği dünyadaki tek yer altı zipline parkuru olarak bilinmektedir.